INTRODUCTION: We aimed to evaluate the demographics, localisation, diagnostic methods and treatment outcome of patients with extrapulmonary tuberculosis treated between 2005 and 2011 in Kocaeli Tuberculosis Dispansary, Turkey.
METHODS: We retrospectively reviewed medical charts of patients. We excluded patients who transferred to the other dispanseria or those medical records couldn’t be obtained.
RESULTS: A total of 331 extrapulmonary tuberculosis patients (52% female, 48% male ) with a mean age of 39,2 (±17,6) years were registered for treatment. Sites of extrapulmonary tuberculosis were lymph node in 119 (36%) patients, pleural in 112 (33,9%), bone and joint in 31 (9.4%), genital in 17 (5,1%), gastrointestinal in 15 (4.5%), skin in 9 (2.7%), urinary in 8 (2,4%), miliary in 6 (1.8%), central neural system in 6 (1.8%), pericardial in 6 (1,8%) breast in 2 (%0,6) and larynx in 1 (0,3%) patients. Pleural tuberculosis were common in male and young age, lymph node tuberculosis were common in female. Histopathological methods in 228 (68,9%), microbiological methods in 17 patients, both microbiological and histopathological methods in 4 patients (1,2%) and clinical, radiological and other methods were used in 82 (24,8%) patients for diagnosis. 311 patients (94%) had a successful treatment outcome. Of patients with unsuccessful outcome, 12 (3.6%) had defaulted, 8 (2.4%) had died.
DISCUSSION AND CONCLUSION: Altough tuberculosis can disseminate all tissues, lymph node and pleura are the most common sites of extrapulmonary tuberculosis. Fight with tuberculosis is continued in tuberculosis and objective diagnostic methods were common methods in diagnosis of extrapulmonary tuberculosis.
GİRİŞ ve AMAÇ: Kocaeli Verem Savaş Dispanseri’nde 2005-2011 yılları arasında takip edilen akciğer dışı tüberküloz tanılı olgularını demografik özellikleri, tutulum yeri, kullanılan tanı yöntemleri ve tedavi sonuçları açısından değerlendirmeyi amaçladık.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Retrospektif kohort çalışmamızda 2005-2011 yılları arasında Kocaeli Verem Savaş Dispanseri’nde takip edilen akciğer dışı tüberküloz tanılı hastaların dosyaları incelendi. Başka bölgeye nakil olan, dosyalarına ulaşılamayan hastalar çalışmaya alınmadı.
BULGULAR: Hastaların 172’si kadın (%52), 159 ‘si erkek (%48) idi. Hastaların yaş ortalaması 39,2 (±17,6) yıl olup %10,3’ü 20 yaş altı, %48,3’i 20-40 yaş aralığında, %23’sı 40-60 aralığında ve % 17,8’i 60 yaş üzeri idi. Akciğer dışı tutulum yeri değerlendirildiğinde en sık yerleşimin 119 hastada (%36) lenf nodu olduğu saptandı. 112 hastada (%33,9) plevra tüberkülozu, 31 hastada kemik-eklem tüberkülozu (%9,4), 17 hastada genital tüberküloz (%5,1), 15 hastada gastrointestinal sistem (GİS)-periton tüberkülozu (%4,5), 9 hastada deri tüberkülozu (%2,7), 8 hastada üriner sistem tüberküloz (%2,4), 6 olguda merkezi sinir sistemi tüberkülozu (%1,8), 6 olguda perikard tüberkülozu (%1,8), 5 olguda milier tüberküloz (%1,5), 2 olguda meme tüberkülozu (%0,6) ve 1 olguda (% 0,3) larinks tüberkülozu izlendi. Plevral tüberkülozun daha çok erkeklerde ve erken yaşta, lenf tüberkülozunun ise kadınlarda daha sık izlendiği görüldü. Tanı, 228 hastada (%68,9) histopatolojik, 17 hastada (%5,1) mikrobiyolojik olarak ve 4 hastada (%1,2) hem mikrobiyoloik hem de histopatolojik yöntemle, 82 hastada (%24,8) bu yöntemler dışında klinik, radyolojik ve diğer ek tetkikler ile konulduğu görüldü. Hastaların tedavi sonuçları değerlendirildiğinde 311 hastada (%94) tedavi tamamlama veya kür, 12 hastada (%3,6) tedavi terki, 8 hastada (%2,4) ölüm izlendi.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Lenf nodu ve plevral tüberküloz bölgemizde en sık akciğer dışı tüberküloz şekilleridir. Bölgemizde verem savaşı etkin biçimde sürdürülmekte, tanı koymanın zor olduğu akciğer dışı tüberküloz tanıları artan sıklıkla objektif tanı yöntemleri ile konulmaktadır.