INTRODUCTION: The aim of the study was to evaluate the relationship between metabolic syndrome (Met S) components, thyroid stimulating hormone (TSH) and vitamin D levels in postmenopausal patients.
METHODS: This retrospective single-centered study included 191 patients who were admitted to the menopause clinic of our hospital. Data were obtained from the hospital records and patients’ files. Demographic, antropometric and laboratory measures were recorded. Revised National Cholesterol Education Program-Adult Treatment Panel III (NCEP-ATP III) were used for diagnosis of Met S. TSH and vitamin D levels were recorded.
RESULTS: A total of 191 postmenopausal women were included in the study. The menopausal age of patients in the metabolic syndrome group was 55,28±4,31 and that in the non-metabolic syndrome group was 56,8±3,64 years. The prevalence of metabolic syndrome was observed in 51.8% patients in this study. Waist circumference, body mass index, systolic blood pressure, diastolic blood pressure, fasting plasma glucose, insulin, HbA1c, HOMA-IR and triglyceride values were found significantly higher in patients with Met S (p <0.05 ). While no significant difference was found between the two groups in terms of TSH levels, the vitamin D level was significantly lower in the group with Met S (p <0.05)
DISCUSSION AND CONCLUSION: The incidence of Met S increases in the postmenopausal period. These risks can be reduced by detecting vitamin deficiency and hormonal disorders that play a role in the development of Met S.
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu çalışmanın amacı metabolik sendrom (Met S) komponentlerinin postmenapozal hastalarda sıklığı, tiroid stimule edici hormon (TSH) ve D vitamini ilişkisini değerlendirmektir.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Retrospektif tek merkezli olarak tasarlanan bu çalışmaya hastanemiz menapoz polikliniğine başvuran 191 hasta dahil edildi. Hastalarla ilgili veriler hastane kayıtlarından ve hasta dosyalarından elde edildi. Hastaların demografik, antropometrik ve laboratuvar verileri kaydedildi. Metabolik sendrom (Met S) tanısında revize Ulusal Kolesterol Eğitim Programı Erişkin Tedavi Paneli III(NCEP-ATP III) tanı kriterleri kullanıldı. TSH ve D vitamin düzeyi kaydedildi. Veriler istatiksel olarak değerlendirildi.
BULGULAR: Çalışmamıza 191 postmenapozal hasta dahil edildi. Met S olan grupla, Met S olmayan grubun yaş ortalamasısırasıyla; 55,28±4,31 ve 56,8±3,64 idi. Çalışmamızda Met S sıklığı %51,8 olarak bulundu. Met S olanlarda bel çevresi, kalça çevresi, vücut kitle indexi, sistolik kan basıncı, diyastolik kan basıncı, açlık plazma glukozu, insulin, HbA1c, HOMA-IR ve trigliserid değerinin Met S olmayanlardan anlamlı olarak daha yüksek olduğu saptandı (p<0,05). Bel çevresi, vücut kitle indeksi, sistolik kan basıncı, diyastolik kan basıncı, açlık plazma glikozu, insülin, HbA1c, HOMA-IR ve trigliserid değerleri Met S’li hastalarda anlamlı olarak daha yüksek bulundu (p <0.05 ). TSH düzeyleri açısından iki grup arasında anlamlı fark saptanmazken, D vitamin düzeyi Met S olan grupta anlamlı olarak düşük izlendi (p <0.05 ).
TARTIŞMA ve SONUÇ: Met S sıklığı postmenapozal dönemde artmaktadır. Met S gelişiminde rol oynayan vitamin eksikliği, hormonal bozukluklar erken dönemde tespit edilerek bu riskler azaltılabilir.